Hidrosel

Kıl dönmesi genellikle kuyruk sokumunda görülen ancak özellikle orta hatta olmak göbek gibi vücudun farklı yerlerinde de oluşabilen iltihap, enfeksiyon, apse ve/veya deriye açılma (sinüs) ile karakterize bir hastalıktır. Kıl dönmesinin görülme sıklığı % 0,7’dir ve en sık görüldüğü yaşlar 16 ile 20’li yaşlardır. Kıl dönmesi hastalığının nedeni deri altında kalmış kıl kökleri artığı, kronik travma (uzun süre oturularak yapılan işler) ve derin kuyruk sokumudur. Kıl dönmesi oluşumu genellikle sırt ve baştan dökülen kılların kuyruk sokumundaki iki kaba et arasında, kıllı ve terli oluğa takılıp sürtünmelerle oluğun en dibindeki ter bezi deliklerinden vida gibi dönerek deri altı yağ dokusu içine girmesi ile oluşur. Bu bölgeye giren kıllar labirentler oluşturur ve bu labirentlere giren bakterilerin de katkısı ile iltihap ve enfeksiyonlar oluşur. Kuyruk sokumunda kıl dönmesi belirtileri tespit edildiğinde hasta basit veya komplike hastalık olarak sınıflandırılıp, tedavi yöntemi buna göre uygulanmaktadır.

Kıl dönmesinin belirtileri genellikle kuyruk sokumunda veya anüsün arka yukarı tarafında ağrı, kaşıntı en sıklıkla da akıntı gelmesi durumudur. Eğer olaya enfeksiyon ve apseleşme de ilave olduysa ağrı artar, o bölgede şişlik, kızarıklık artara ve bazen apse görünümü oluşur. Muayenede ya da yapılan ultrason gibi tetkiklerde içi iltihabi granülasyon dokusu ve kıl dolu kese, fistüller ve olayı çepeçevre sınırlayan ve kılların daha derinlere gitmesini önemli ölçüde önleyen kalın bir kılıf görülür.

Kıl dönmesinde ilerlemiş vakalardaki tedavi cerrahi veya lazer uygulamaları tercih edilmektedir. Tedavi edilemeyecek kadar yayılmış durumlarda ya da tıbbi tedaviye rağmen tekrarlayan enfeksiyon ve apseler oluşturan durumlarda hastalıklı dokunun cerrahi olarak çıkarılması zorunludur. Bu alan çıkarıldıktan sonra oluşan açıklığın  direkt olarak dikilmesi ya da çevreden getirilen deri dokusu ile üzerinin kapatılması gerekmektedir. Eskiden uygulana açık bırakma yöntemi uzun süren pansumanlar ve hastanın günlük hayatını olumsuz etkilemesi yüzünden terk edilmiştir.

Ameliyat sonrası oluşan gerginlik nedeniyle hareket kısıtlılığı oluşabilir. Yara bakımı uygun bir şekilde yapılmazsa aylar süren pansumanlar gündeme gelebilir. Bu nedenle kıl dönmesi ameliyatının konusunda uzman bir hekim tarafından yapılması gereklidir.

Son yıllarda yeni gelişen teknoloji sayesinde lazerle tedavi uygulamaları da başlamıştır. Lazer tedavisinin tüm kullanıldığı alanlarda olduğu gibi burada da bazı avantajarı vardır. Öncelikle kesi yapılmaması kozmetik olarak çok daha farklı ve güzel sonuçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Her vakadaki duruma göre cerrahi tedavi ya da lazer tedavisi hasta ile detaylı tartışılmalı ve vaka temelinde karar verilmelidir.  Kıl dönmesi hastalığında tedavisinin çok dikkatli yapılması gerekir ve özellikle bu hastalığın uygun hastalara uygulanması gerekir. Gereksiz yapılan ameliyatlarda basit gibi görünen kıl dönmesi inatçı yaralar yüzünden bir kabusa dönüşebilir. Çeşitli tedavi stratejilerine rağmen hastalığın tekrar etmesi ve hastaların yaşam kalitesini etkilemesi nedeniyle hala kıl dönmesi hastaların korkulu rüyası olarak karşımıza çıkmaktadır.